28 Eylül 2016 Çarşamba
Canavar
Aynı canlının kopmuş çılgın bir organı o. Başka biri. Canavarımın eski bağımlılıklarından biri. Yaratık gibiyim. Anlarımı çalacak kadar şımarttım onu, bu yaşından sonra düzeltemem. Bir kere denedim, o da bir elini midemde bıraktı. Orada değilmiş gibi yapınca unutuyorum. Oyalanacak uğraşlar bulunca ya da yaşayan başka şeyleri biraz sevince yokmuş gibi yapabiliyorum, rahatsız da etmiyor.
Herkesi sevsem, kendimden nefret ediyorum, hakimiyet yine ona geçiyor. Midemde olduğunu ufak bir kıpırtıyla hatırlatıyor. Yavaş yavaş bunu şiddete döküyor, parmaklarını birbirine yaklaştırmaya başlıyor. Tırnaklarını içerideki yumuşak, kanlı, kalbimle birlikte atan kısımlarıma batırıyor. Benimle biraz bu şekilde oynadıktan sonra gevrek gevrek kıkırdama molası veriyor ve aniden içimde daire çiziyor. Kanıyorum. Tamamen verdiği acıya dönüşüyorum ve kendimi unutuyorum. Herkesi unutuyorum. Görünen tek şey kırmızı boğuk bir acı oluyor, başka hiç bir şey değil. Açtığı oyuğa düşüyorum, düşüyorum, içimden çıkamıyorum. Nasıl oldu da bu kadar boşluk biriktirdim, nasıl oldu da bu derinliği bu kadar besledim? Bilinci açık bir uyku oluyorum ve insanların arasında geziniyorum.
29 Mart 2016 Salı
Dünya'nın Öğütücü Dişleri
Bir rengin başka bir renge dokununca değiştiğini 4 yaşında gördüm. Öbür renklerin de orada olduğunu, yeni doğan ruhları, boğulanları ve bunların bazılarını hiç etkilemediğini de. Ayaklarımın altında adı ezberimde kalan kıtalar yer değiştirir gibi oldu. 5 yaşında delirdim, saçlarım döküldü. Avuç içlerimi hayali iplerle diktim, kanı kimse görmedi.
Kaldırımların altında nehirler var ve kalabalık onları eziyor. Suya karıştım, temiz değil.
Bir gözenekten fırladım, duygusuz bir martı beni kaptı. Dokunsun, kızmayacağım. Gagası derimde kocaman bir oyuk açtı, o oyuk dışında her yerimden kanlar aktı. Oyuğumu sevdim, ona bağımlı oldum. Elim, yüzüm ve aklım aynı anda oraya girebiliyordu. Ve açıldı gaga. Yeryüzüne çakılmadan önce hala uçuyorum sanmıştım. Kıtalar tek ceset olmuş, hastalıktan ayaklanmış, et yemeye başlamıştı.
Bir zamanlar su olan bedenim ağırlaştı, sakin bir suça evrildim. Nehirleri düşündüm, gözenekleri , martıyı. Gökyüzü anlamını yitirerek etobur dünyadan uzaklaştı. Çok yaratıcı fikirler ürettim, hepsi bu akılda boşa gitti.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)