Bir rengin başka bir renge dokununca değiştiğini 4 yaşında gördüm. Öbür renklerin de orada olduğunu, yeni doğan ruhları, boğulanları ve bunların bazılarını hiç etkilemediğini de. Ayaklarımın altında adı ezberimde kalan kıtalar yer değiştirir gibi oldu. 5 yaşında delirdim, saçlarım döküldü. Avuç içlerimi hayali iplerle diktim, kanı kimse görmedi.
Kaldırımların altında nehirler var ve kalabalık onları eziyor. Suya karıştım, temiz değil.
Bir gözenekten fırladım, duygusuz bir martı beni kaptı. Dokunsun, kızmayacağım. Gagası derimde kocaman bir oyuk açtı, o oyuk dışında her yerimden kanlar aktı. Oyuğumu sevdim, ona bağımlı oldum. Elim, yüzüm ve aklım aynı anda oraya girebiliyordu. Ve açıldı gaga. Yeryüzüne çakılmadan önce hala uçuyorum sanmıştım. Kıtalar tek ceset olmuş, hastalıktan ayaklanmış, et yemeye başlamıştı.
Bir zamanlar su olan bedenim ağırlaştı, sakin bir suça evrildim. Nehirleri düşündüm, gözenekleri , martıyı. Gökyüzü anlamını yitirerek etobur dünyadan uzaklaştı. Çok yaratıcı fikirler ürettim, hepsi bu akılda boşa gitti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder