Üç haftadır suda bekleyen kollarım filizlenmeye başladı ve
tersten ekilme korkusu yüzünden geri geri yürümeye başladım. Pencerelerden, açlıktan, duygusal şarkılardan ve
ilerleyememe şüphesinden korkar oldum. Ama bu korkular beni gerçekten
korktuğuma ikna edemiyor. Bugün baş ağrımı ellerimle geçirmeye çalışırken
gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Uzun zamandır oradalarmış da bir bahane ile
çıkıp benden kurtulmak istiyorlarmış gibiydi.
Gözümü boşluğa diktim ve rüya görmeye çalıştım. Çok zor bir odaklanma sürecinin ardından bir patikaya
ulaşabildim. Yine o evi gördüm ve söve söve oraya doğru ilerledim. Giriş kapısı sonra salon penceresi, tülleri delerek
geçti gözlerim ve içerdekileri izlemeye başladım. Masada yaşlı, buruşmuş
suratlı bir adam, onun kucağında bir
bebek, ve sıradan birtakım aile fertleri vardı. Bu sıkıcı yere neden geldim,
neden böyle oldu benim gözü açık rüyalarım diye söylenirken yaşlı adam ayağa
kalktı ve kucağındaki bebeği duvara fırlattı. Arkasına geçen sıradan bir aile
ferdi ağzını açtı, açtı, bir gövde büyüklüğünde olana kadar açtı ve önce yaşlı
adamı sonra da geri kalan canlıları yedi. Çok korkunç geldi bu bana, büyük bir
kusma isteğiyle geri çekilip yolu takip ettim. Bu keyifsiz yolculuk farklı bir
şeylere denk gelse de bitse diye geçirdim içimden. Anlamsız saldırgan yüzler, hızlı hızlı kendi etrafında dönenler ve kavgaya
benzeyen birkaç dinamik poz. Eskiden böyle sıkıcı olmazdı.
Yeniden kollarımı
hatırlayıp iç çektim akşamüstü. Birbirine kavuşturamıyordum artık. Oturunca yanıma
da alamıyordum. Öyle havada filiz filiz kalabalık ediyorlardı. Görmezden
gelemediğim gibi herkesin de gözüne sokuyordum. Sıcak bir hava dalgası vurdu
geçti. Bir uyku hali aldı
beni, büyütüp de yüksek bir yerden aşağı bırakmayı tercih etti. Sevdiğim ne
varsa artık tanımıyorum. Yoğun bir programın içinde olağanüstü olaylarımı fark
etmemek için düz kulaç gittikçe gidiyorum. Toprak alıyorum, toprak harcıyorum,
susuz kalıyorum ama alışkanlık olmuş diye her gece yatmadan önce yanlışlıkla nefesimi
tutup dibe dalıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder